Pauww!

Bu yazıyı da bi arkadaşın blogu içib yazmıştım paylaşasım geldii *-*
"Eheh. Merhaba minnaa! Bu girişten anlamışsınızdır bu yazının blog sahibi tarafından yazılmadığını :3 Ben yazıyorum hıııh. Kim olduğumu merak ediyor musunuz? Tamam etmiyor olabilirsiniz ama yazacağım üzgünüm. Ben Meltem 18 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. 18 yaşındayım dediğime bakmayın. Dışardan bakıldığında 15 gösteriyorum. Bakmayın öyle ciddiyim ben. Bunu herkes söylüyor. Bu derin bi mevzu bunun hakkında konuşacağım. Sanırım küçük göstermem giyim tarzım, saç stilimden kaynaklanıyor. Aslında sadece onlarda değil. Benim ruhum küçük ulan. Minik boylu, kahküllü, bebek sesli bir kızım. Her halimle küçüğüm. Kahkülsüzken 16 kahküllüyken 14 falan gösteriyorum :D herneyse bu konuyu kapatıyorum. Iıı… Zonguldakta Çalışma ekonomisi ve endustri ilişkileri okuyorum. Okul dışında izmitteyim, ancak kalbim başka şehirlerde…

   Açık konuşacağım, ben kendi yazılarımda bolca saçmalarım. Bunda da saçmalayacağım içimden geldiği gibi yazıyorum içimden saçmalamak geliyor sürekli ehih. Hiç adam gibi bi yazı yazamadım ne kendi bloguma ne başka bloglara *-* Dur ya ne diyorum ben başka blog yok ki ilk kez sahibi olmadığım bi bloga yazı yazıyorum. O yuzden çok heycanlıyım. Başka nelerden bahsedeyim sizlere neler saçmalayayım? Bi mutluluğumu paylaşmak isterim. Animeci bir arkadaş bana bir sürü anime DVDsi getirdi o yüzden keyfime diycek yook *-* Toradora’yı izlemeye başladım hemen. Zaten daha önce başlamıştım ilk bölümlerini izlemiştim ve hoşuma gitmişti. Şuan harika gidiyor.

   Size zonguldaktan bahsetmek isterim. Özellikle de Öss tercihi yapacak kişiler okuyun bunu! Yazmayın abi zonguldak falan ne işiniz var zonguldakta. Sıkıntıdan ölürsünüz o.o Kocaman şehirde bir tane alışveriş merkezi var sadece. Bir tane içinde çok az mağazanın olduğu bi çarşı. Çarşıya çıkıp bütün gün gezme olayı yok yani. çok küçük olduğu için gezeceğin yerler sınırlı. Toplasan 2 saatte gezebilirsin. O alışveriş merkezi okulumun tam karşısında o güzel oluyor. Ama dediğim gibi zonguldak çok küçük bi yer. İzmit’i ve izmitte gezmeyi çok çok özlüyorum. Zonguldaktaki sınırlı olan güzel şeylerden biri deniz olması. Yurdum deniz manzaralı okulum da öyle. Çok güzel oluyor. Sahil falan çok hoş. Hahah aklıma ne geldi ondan bahsedeyim. Bar dedikleri ballim adında biyer var ama bar falan değilmiş duyduğum kadarıyla tam bir düğün salonu. Halay falan çekiyolarmiş böyle. Gitmedim tabi gidersem ki sanmıyorum, size ayrıntılı bilgi verebilirim :)

   Hiyaa! onun da dışında ben keman çalmaya başladım. Şuan küçük kurbağayı çalabiliyorum ne güzel dimii *.* Kursa da zonguldakta gidiyorum. Resmen özel ders alıyorum gibi bişey hoca oda arkadaşıma ve bana veriyor ayrı olarak. Çünkü kursa geç başladım. Alması bile büyük bi şans benim için. Şuan çok fazla bişey bilmesem de kemana bir yerden başladığım için çok mesudum illaki devamı gelir :3

   Neyse çok saçmaladım bu yazıyı okuyanlara acıyorum. Kendi blogum yetmedi şimdi başka insanların bloglarına da saldırdım :D Yok vallahi ben bişey yapmadım, blog sahibi kendi etti kendi buldu :P Ama blogunda yazmamı istemesi beni çok mutlu etti bu bi ilk zaten :3 Teşekkür ediyorum *-*

Son olarakta yazıyı yazarken dinlediğim muzikleri sizlere dinletmek isterim :)
Evanescence | My Immortal
The Beatles | Yesterday
Arashi | Attack it!
Lady Gaga | Poker Face
TNK | Dans et"

Rozen Maiden~~ ローゼンメイデン

     Yo minna! Evet rozen maiden'i izlemiş bulunmaktayım. Kısa bi seri 12 bölümden oluşuyor. Bi solukta izlenebilir. Değişik sıkılmazsınız yani. Sonu da anlamsız bitmedi hoştu yani. Çok yorum yapamayacağım. Ha bir de ekleyeyim, müziklerini aşırı sevdim animenin :) Animegentr'in tantımını paylaşayım sevdim.
   
     "Jun, okulda yaşadığı bir travma yüzünden okula bir daha gitmemeye karar verip kendini odasına hapsetmiştir. Anne ve babası işleri nedeniyle uzun süre yurtdışında kaldıklarından Jun ve ablası Nori evde tek başlarına yaşamaktadırlar. Nori kardeşi Jun'a aynı anda anne-babalık yapmak zorunda kalmıştır. Nori, Jun'un düzelmesi için çabalamakta, Jun ise travmanın sonuncunda problemli bir çocuk olarak ablasıyla bile görüşmemektedir.

Jun, reklamlarda gördüğü tılsımlı olduğu söylenen eşyaları önce postayla satın alıp bir süre oynadıktan sonra geri gönderip parasını iade alarak eğlenmekte ve günlerini geçirmektedir. Bir gün postayla gelen bu eşyaların arasından bir mektup çıkar. Mektupta 9,767,251 kişi arasından seçildiği ve ücretsiz bir oyuncak bebeğe sahip olacağı yazmaktadır.

Mektubu düzgün okumadan sözleşmeyi kabul edince odasında içinde oyuncak bir bebek olan tahta bir bavul bulur. Bavulun içinden canlı gibi görünen çok güzel bir bebek çıkar. Shinku adlı bu oyuncak bebek birden canlanır ve Jun'u medyumu ve hizmetkarı yapar.

Jun kendisini Rozen adlı efsanevi bir oyuncak bebek yapımcısının yaratmış olduğu canlı bebekler arasındaki Alice Oyunu adı verilen ve yüzyıllardır süren esrarengiz bir savaşın ortasında bulur. Hayatta kalabilmek için medyumu olarak gücünü Shinku'ya vermek ve hizmetkarı olarak da onunla beraber savaşmak zorundadır"


     Mangasının da devam ettiği yazıyor animewebte mangalarla pek aram yok ama neyse. Çektiğim birkaç kareyi de paylaşayım :3





Şeyyy... Kite kudasaii! :3 
Christina Perri ~ Miles