Boşluk

Benim blogum için mavi nerden esti bilemedim...İsteyene banner yapabilirim. İnsan aylak olmasın efendim.







Olağan

Blog yazısına nasıl başlanır efendim onu unutmuşum ben. Ne yazacaktım şuan onu da unuttum mesela. Zaten bu blogda hiç bir zaman faydalı birşey yazamadım, paylaşamadım. Ama yapacak bişey yok. Peki o zaman şeyi söyleyeyim. Teyze oluyorum ablam hamileymiş. Çok mutlu oldum bu haberi duyduğum için, beklemiyodum da sürpriz oldu ama ailecek mutluyuz ^_^

Bebekleri severim, helede bizden bi bebekse daha da çok severim. Onun dışında bebek haberini duyunca ablamın yanına gelmeyi daha da çok istedim ve istanbuldayım. Kafadan verilen vize tatilini çok fazla uzatacağım gibi görünüyor. 28 nisana kadar buralardayım ^^

Ablamdan çok faydalı, pratik birşey öğrendim. Tırnaklara yapılan frenchin çok kolay bir yöntemi. Yani yazarak anlatılmaz ama biraz önce yaptım öyle saatlerce uğraşmanızı gerektirecek irşey değil 5-10 dk sürüyor ve french bantlarını kullanmanıza gerek olmadan. Hem pratik hem masrafsız 2 adet oje yeterli anlayacağınız. Bu bilgiyi niye verdim şimdi bilmiyorum. Ama bayanlar için oldukça önemli birşeydir french. French candır. Neyse video çekip anlatırım o yöntemi ^.^ Bekleyinizz..

Birde uyku problemleri yaşıyorum. Sabah erken kalksam da 3-4 ten aşağı yatmıyorum, yatsamda uyuyamıyorum. Çok uykusuz olsam bile. Buna da sinirim bozuluyor.

İyi geceler herkese ^_^

Neden

"Sevgi ne kaybedilir ne de bulunur. Sen sevgi olduğunda sevgi olur. Sakın nasıl diye sorma. Nasıl sevileceğini sana kimse anlatamaz, dinler dahi anlatamadı. Onu da ticari hayatımızda yer alan büyük şirketler haline getirdik. Bir ggün gelirde hiç bir şey beklemeden içinde bir enerji, bir ateş ve yangın hissedersen, söyleyecek tek bir kelime bile bulamazsan işte bu sevgidir. O anda kal. Artık sen sevgi olmuşsundurç Aramazsın sevecek birşey çünkü herşey sevgi olmuştur. Çıkaramazsın günahlarını bile onlarda sevgidir. Şeytanın bile melek olduğunu, senin bir parçan olduğunu hissettiğinde yazacak, anlatacak bir kelime bulamazsın, ne güzel bir anda olmak, bu huşuya varmak, ah kalbim"

"Unutmak varlığın içindeki parçalanmanın verdiği yok etme olgusudur. Unutulanı hatırlamaya çalışma bu negatiflik hali. Sakin ve sessiz kal, bil ki varlıkla yeniden buluşacaksın. O zaman tamsın, herşey olduğu yerde, ne kaybettin ne de buldun"

*-*

Selam blog severler :) farabi başvurusunu yapmış bulunuyorum çok heyecanlandım ya, bi anlık gaza gelerek başvurdum ama artık hayırlısı. Sonuçlar ne zaman açıklanır bilemiyorum ama bi an önce açıklansın merak ettim ben ^^ Tercihlerim ^.^

1. İstanbul üniversitesi
2. Kocaeli üniversitesi
3. Marmara üniversitesi

Birde dün çektiğim fotoğrafları paylaşmak isterim. Bu fotoğraflarda Zonguldak ne kadar güzel görünüyor değil mi? ZOnguldak'ın en sevdiğim yerleri buralar. Onun dışında bakımsız bir şehir ilgilenilse harika bir yer haline gelebilir aslında ^^



Başlık Aklıma Gelmedi

İyi geceler ^.^ Bu aralar hep gece takılıyorum buralarda, çünkü gündüz gülmek ve eğlenmekle meşgulüm. Yeni oda arkadaşlarımla muhabbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum gerçekten. Çok eğlenceli kafa kızlar. Onlarla sohbet etmek güzel, çok eğleniyoruz.
Herneyse onun dışında bugün romantik komedi 2 filmine gittik. Yaaa çok güzeldi, çok eğlendim ben film hiç bitsin istemedim. 

Bide ben farabiye başvurmaya karar verdim çıkma olasılığı düşük ama yinede şansımı deneyeceğim. 1 sene farklı bi ortamda bulunmak güzel olur diye düşünüyorum. Beni zonguldak şehrine bağlayan hiç bir şey yok. Keşke istanbul üniversitesi olsa 2 dönemlik çok güzel olurdu. İstanbul üniversitesi 3.30 ortalama ile almış benim ortalamamdan bayağı bi yüksek o yüzden umutsuzum. Başvuruda 3 tane üniversite tercih edebiliyormuşuz. Ama ilk tercih tutmazsa diğerlerinde bakmıyolar dedi arkadaş. Bu da çok saçma geldi bana. Öyle oluyorsa adaletli olmaz kiii!

Sakaryada falanda var bizim bölüm ama olacaksa izmit olsun yada istanbul olsun. Sakaryada yine yurtta kalmak zorunda kalırım. Neyse ben boşuna hevesleniyorum yine bana vurmaz böyle şeyler :) Ama başvurcam.

:(

     Yani bugün o kadar doluyum ki anlatamam. Ama anlatmaya biryerden başlamak gerek. Bu bizim yurtta sorunlar olmuştu aslında bu konu biraz derin ayrı bir aşlıkta anlatsam yeridir ama burda bahsedeceğim. Aslında bu çirkin konuya blogumda yer vermesem daha iyi ama anlatayım. Bizim yurt değişince biz kampüsün içindeki yurtlara alındık 5 arkadaşımla birlikte dilekçe verip aynı odaya düştük. Gayet güzel giderken herşey odadan 1 kız sürekli sorun çıkarttı. Ne biliyim ben yatarken camı açmalar, oflamalar, kapı çarpmalar. Başka bi kaç olay daha olmuştu tabi çok uzun. Sonra biz idarelik olduk. Kız yan oadaya kankalarının yanına geçti, yani bu kavgalar onun işine geldi. Benim arkadaşımı başka bi bloga sürdüler. Yani yurt memurları öyle adaletsiz davrandılar ki bunu cidden kaldıramıyorum. Şuan o kız tam karşımda duruyor ve yüzünü gördüğümde tiksiniyorum kendisinden. Öyle yalancı bir insan ki kendinden utanmalı bence. Ben yurt müdürünün önünde ağzımı açmadığım halde uyarı cezası aldım. O kadar sessiz bir insan olmama rağmen. Bölge müdürlüğüne bile gitmeyi düşündüm bu adaletsizlik için ama sonra vazgeçtim olay büyümesin diye. Gerçi bütün yurt biliyor bizi mimlendik bi kere. Ya bi insan nasıl bu kadar kötü olabilir bilmiyorum, ama o kızın ilerde bu yaptığını başka bi taraftan karşılığını alacağına inanıyorum. Öyle olmalı. Sonra odadan 2 arkadaş ayrılınca onların yerine 2 tane yeni kızlar geldi. Ve ikiside çok şeker kızlar. İyiler çok memnunuz. gelen gideni aratır muhabbeti olur ama bizde öyle olmadı. Şuan odamız huzurlu ^_^
      
     Bu baya önce olan bi olaydı tabi. Bugünde başka bişeye sinir oldum. O odadan başka bloga sürülen arkadaşım çok kötü üşütmüş grip olmuş. Ve benim bundan haberim olmadı çünkü ne arayacak kontörüm ne de mesaj atacak smsim vardı böylede fakirim. Neyse. Onu öyle görünce çok üzüldüm hastalıktan gözlerini açamıyodu. Tabi bunu apar topar acile götürdük 16 TL taksi parası verdik ama doktor ilaç bile vermedi iğne yapıp geri yolladı yarım saat bile sürmedi hastane faslı. Doktorlara da hiç güvenmiyorum adam canı isterse serum veriyor, canı isterse iğne vurduruyor. İlaç yazmaması garip geldi bana. İğne de çok acıtmış zaten "bacağım felç oldu lan" şeklinde yurda getirdik arkadaşımı. Sinir olduğum nokta doktorun umursamazlığıydı.

Kelebeğin Rüyası


     İlk kez bir film hakkında yazıyorum sanırım ama emin değilim. Kelebeğin rüyası bugün vizyona girdi, iyikide girmiş. Bizde arkadaşlarla hemen demirparka doğru yol aldık ve bu filmi izledik. Tabi zonguldakta çekilmiş olması da bizi cezbeden nedenler arasında. Bizim bölüm başkanımız geçen derste söylemişti bu filme mutlaka gidin diye. Sanırım filmin geçtiği evlerden biri bizim bölüm başkanının anneannesinin eviymiş. Hocamızın tepki şu "yazın kıvanç tatlıtuğ hep bizim mahalledeydi" bayıldım bu tepkiye adam çok doğal. Seviyoruz hocamızı. Film çok güzeldi oyunculuklar çok başarılıydı. Bazı kısımlar esprili olsada film başlı başına bi dram. Bazı kısımlarda gözlerimden süzülen gözyaşlarıma engel olamadığımda doğrudur. Zonguldakta çekilmiş film ama hiç bir yer tanıdık gelmedi, deniz hariç. Ama zonguldak'ı seviyorum bu filmle birlikte sevgim bir kat daha arttı. Maden ocakları falanda çekilmişti, filmin o kısımları özellikle ilgimi çekti. Bende maden ocağını ziyaret etmek isterim her ne kadar tehlikeli olsa da mutlaka görmek isterim. Filmden çok bahsetmek istemiyorum izlemeyenler spoil almasınlar o yüzden ikinci paragrafı okumayınız :) 
     

     Ya o suzan ne duygusuz bir kızdı öyle ya hoşçakal deyip çocuğu ortada bıraktı. Çocuk gitti, kız ağlamadı bile sonunda bi ağlamasını görmek isterdik :) Neyse izlenmesi gereken filmler arasında sayıyorum bu filmi mutlaka izleyiniz. Birde kıvanç tatlıtuğ nasıl zayıflamış öyle bi deri bi kemik kalmış çocukcağız film için. Ha söylemeden geçemeyeceğim bu iki şairin çok güzel şiirleri geçiyordu filmde ama aklımda tutamadım tabi. Ama şuan için en çok paylaşılan ve ilgi çeken replik şu sanırım. "Bir güzele, güzelliğini hatırlatmak isterdim aynalardan evvel"  Fragmanını buyrunuz ^^